Üçüncü Dünya savaşını Japonya mı başlatacak?
Tarih boyunca kendini risk altında gördüğünde, kendinden güçlü ülkelere saldırmayı seçen Japonya, tekrar aynı kumarı oynayacak mı?
1900’lü yılların başlarında Dünya’nın büyük güçlerinden olan Rusya, kış aylarında Sibirya nakliye merkezi Vladivostok’un kapanmasından dolayı, hem ticaretini devam ettirmek hem de büyüyen donanması için Pasifik’te bir sıcak su limanına ihtiyaç duymaktaydı. Çar Nikolas gözünü, Çin’in Liaoning eyaleti ve Kore yarımadasına dikti. Çin ile yapılan anlaşmayla günümüzde Çin’in Liaoning eyaleti, Dalian şehrinde bir liman kiralandı: Port Arthur.
Rusların hareketlerinden endişe duyan Japonya, Kore üzerindeki nüfuzunu koruyacak bir anlaşma talep etti. Ruslar, Japonların teklifini reddederek, 39.paralelin kuzeyinin tarafsız bölge olmasını talep ettiler. Müzakereler devam ederken Japonlar, 8 Şubat 1904’te Port Arthur’da Rus donanmasına baskın verdi. Belirleyici muharebe, 26 Mayıs 1905’te Tsushima Boğazında gerçekleşti. Muharebe net Japonya zaferiyle sonuçlandı.
Zayıf bir gücün daha kudretli bir rakiple savaşı baskın vererek başlatması taktiğini, Tsushima boğazı savaşında ana muharebe hattında Nisshin kuruvazöründe görevli yeni mezun teğmen Isoroku Yamamoto, 37 yıl sonra müşterek filo komutanı olduktan sonra, Pearl Harbor’da tekrar edecekti.
Amiral Yamamoto, Japonya’nın enerji güvenliği için Hollanda ve İngiliz sömürgelerini işgal etmesi durumunda ABD’nin savaşa dahil olacağına inanıyordu. Yamamoto, Amerikalılara karşı geleneksel türden bir zafer kazanılamayacağını savunuyordu. Ona göre zaferin anahtarı, Amerikalıların moralini bozmak ve onları müzakere edilmiş bir barışı kabule zorlamaktı.
Bu düşünceler ışığında Japonya Pearl Harbor’da, kendinden çok daha güçlü, muazzam sanayi kapasitesine sahip bir ülkeye tekrar saldırıyordu. Amerika’nın muazzam sanayisini harekete geçirmesiyle ikinci Dünya savaşında Japonya kaybedenler tarafında yer aldı.
Tarih boyunca kendini risk altında gördüğünde, kendinden büyük güçlere saldırmaktan çekinmeyen Japonya, Çin’e saldırıp üçüncü dünya savaşını başlatır mı?
Böyle bir olasılık bir çoklarımız için bugün ihtimal dahilinde gözükmüyor. Tıpkı 8 Şubat 1904’te Port Arthur baskınında, 7 Aralık 1941 Pearl Harbor baskınında olduğu gibi. Lakin Japonya’nın diplomasi sahnesinde ve siyasal ikliminde atmış olduğu adımlar artık yavaş yavaş Japonya’nın yeni bir çılgınlık yapacağı sinyallerini vermeye başladı.
II.Dünya savaşından sonra Japonya’nın nizami bir ordusunun olmadığına yönelik bir inanış hakim olsa da bu gerçeği yansıtmaz. 1990-91 körfez savaşında Baba Bush, Japonya’nın BM onaylı özel harekat birliklerine yeterince destek vermediğini fark etti ve Japonya üzerinde büyük baskı kurdu. Bölgeye asker yolladığı takdirde Japonya "Ulusal Özsavunma Kuvveti"nin aslında nizami ordu birimi olduğunu kabul etmiş olacaktı. Böyle bir durum Japonya’yı Asya ülkeleriyle büyük bir soruna götürürdü. Nihayetinde Japonya koalisyona 13 milyar dolar hibe etti, asker yollamadı.
Ocak 2014’te, Japon Başbakanı Şinzo Abe Davos’da, Çin’in askeri genişlemesinden şikayet etti, savunma bütçelerini ülkelerimizi geliştirmek için kullanalım dedi. Çin tarafında bu çağrı karşılık bulmayınca, Japonya 1945 sonrası savunma temelli anayasasını ihlal etmeye başladı. Abe 2018 yılında Izumi sınıfı iki helikopter gemisini uçak gemisine dönüştürme adımını attı. Bu iki gemiye ek olarak bir uçak gemisi daha donanmaya katılacaktı.
Resmi olarak Japonya anayasasında savunma temelli strateji yer alırken, Japon hükümetleri anayasayı ihlal ederek, Japonya’yı saldırı temelli hazırladı. 2022 sonunda Japonya ulusal güvenlik strateji belgelerini değiştirerek, savunma pozisyonunu resmi olarak da terk edip, saldırı üzerine konuşlandı. Japonya savunma bütçesini de 4 yıl içinde ikiye katlayacağını açıkladı. Bu açıklamalar bile Japon-Çin ilişkilerini germeye yetecekken, Japonya peş peşe hamleler yapmaya başladı.
Ekim 2022’de 100 Japon milletvekili, Yasukuni Jinja tapınağını ziyaret etti. Yasukuni Jinja, ikinci Dünya savaşındaki ağır savaş suçu işlemiş 14 askeri kutsal kabul etmesi nedeniyle Çin ve Kore tarafından lanetleniyor. Başbakan Kishida da tapınağa çiçek gönderdi.
Aralık 2022’de Japonya savunma doktrinini saldırı olarak günceledi ve savunma bütçesi ikiye katlayacağını açıkladı. Çin’i en büyük güvenlik sorunu olarak nitelendirdi.
Japonya 2023 G7 zirvesinin ev sahibi, diğer G7 ülkelerini ziyaret ederek Çin’e karşı blok olma yönünde adımlar attı. Japonya aynı zamanda G7 grubunda yer almayan ama Çin karşıtı bloğa çekmek istedikleri Hindistan gibi ülkeleri de G7 toplantılarına davet ediyor.
AUKUS ittifakının genişlemesi gerektiğini ve Japonya’nın hazır olduğunu söyledi.
Hindistan’ı ziyaret ederek, Çin’i çevreleyecek yeni Hint-Pasifik stratejisi FOIP’i açıkladı.
NATO toplantılarına düzenli olarak misafir ülke olarak katılmaya başladı. Geçen haftaki toplantıda, NATO’yu Pasifiğe davet etti.
Çin’e çip ve teknolojik ihracatında kısıtlamalara gitti.
Japonya geçtiğimiz hafta, Çin’e en yakın füze üssünü Ishigaki adasında açtı. Savunma Bakanı Yasukazu Hamada, "Ishigaki ve çevresindeki adalar milli savunmamızın ön cephesidir" dedi.
Japonya, Çin’in çevrelenmesine yardımcı olmak için, dost ve müttefik ülkelere askeri yardımlar yapacak. İlk adımda askeri yardım yapılması planlanan ülkeler; Filipinler, Malezya ve Fiji.
Son dört gelişme, son bir haftada yaşanan gelişmeler. Bunun gibi irili ufaklı birçok gelişme daha var. Japonya, ABD’nin güdümünde Çin ile her türlü rekabete sıkı şekilde hazırlanıyor. Tarihte kendini risk altında hissettiğinde saldırmayı seçen Japonya, yeni bir kumar oynar mı? Onu zamanla göreceğiz.
Çin’in Tayvan kuşatmaları nasıl okunmalı
Mevcut Tayvan yönetimi, Çin’i kışkırtan hamleler yapmaya devam ediyor, karşılığında da Çin, Tayvan’ı denizden ve havadan kuşatıyor ama herhangi bir hamlede bulunmuyor. Bundan cesaret alan Tayvan hükümeti daha da ileri gidiyor. Lakin unuttukları kadim bir strateji var "Göğü yanılt, denizi aş".
İlk olarak, düşmanınız için tehdit olabilecek bir harekette bulunursunuz. Düşmanınız dikkatli olmayı ihmal etmeyecektir. Bu hareketi tekrarlarsınız, düşmanınız aynı ciddiyetle takipte olacaktır. Zamanla düşmanınız aynı hareketleri izlemekten bıkacaktır, o anda hamle gelecektir. Kadim Çin tarihinde bu taktik defalarca kullanılmıştır.
II.Dünya savaşında bu taktiği Hitler’de Fransa’da kullanmıştır. Hitler defalarca Fransa’ya taarruz planlarını sızdırmıştır. Müttefik kuvvetler, Alman liderin sinir harbi yaptığını varsaymış ve savunmasını gevşettiği anda Hitler yıldırım harekâtına başlamıştır.
Bir asırda yaşanan jeopolitik gelişmelerin, bir haftada yaşandığı bir dönemdeyiz. Jeopolitik gelişmelerin günbegün içinde olmayanlar, sinyalleri net bir şekilde göremiyorlar. Bu da zamanla bu bültenleri düzenli takip eden sizlerin, çevrenizdekilerle aranızda nüans farkı oluşturacak. İş arkadaşlarınıza bültenlerimizi paylaşarak, jeopolitik gelişmelerden kopmamalarını, doğru ve bilinçli kararlar alma noktasında yardımcı olabiliriz. Teşekkürler.